Polisiye sevenler için Agatha Christie'den bir inci...
Güvercinler Arasında Bir Kedi
Ünlü yatılı okul Meadowbank'te her şey yolunda giderken bir cinayet işlenir ve bu cinayetin Ramat'taki devrimle bir bağlantısı vardır. Tabi ünlü dedektifimiz Hercule Poirot'da iş başında ama bu kez farklı bir yardımcısı var, öğrencilerden biri: Julia Upjohn.
Kitabın en çok hoşuma giden tarafı, yazarın psikolojik tahlillere yer veriyor olmasıydı. Cinayetlerin işlenme sebebi sağlam bir kurguya dayanıyor ve Agatha Christie okuyucusunu ağzı açık bırakmayı o kadar iyi başarıyor ki sonunda bütün tahminlerim çürüdü diyebilirim. Ayrıca kitaptan küçük bir kısım Türkiye'de geçiyor. Ankara'ya yakın bir yerde. Yazarın İstanbul'a ilgisi olduğunu duymuştum. Bu kitapta da İstanbul olmasa da bir çok yerde Türkiye geçiyor, bu da çok hoşuma gitti. Şimdi hangi kitabı alsam bu kadar güzel olmayacağından korkuyorum. Umarım siz de okuyup benim beğendiğim kadar beğenirsiniz. İyi okumalar...
Bu arada okurken bunu dinleyin
Poirot - Openig Sequence :)
"Miss Springer sıradan bir kadındı, gizemli bir şekilde öldürülemeyecek kadar sıradan..."
Paulo Coelho - Simyacı
Aslında bu kitap bir klasik ve eminim çoğunuz okumuşsunuzdur ama ben okumakta niye bu kadar geç kaldım bilmiyorum. Şu an daha başlardayım ama sürükleyici olduğu her sayfadan anlaşılıyor. Endülüslü çoban Santiago'nun öyküsü... Çok içten bağlı olduğu koyunlarını bırakıp Mısır piramitlerinin eteklerinde hazine aramaya gidiyor. Bu hazine ne hazinesi? Yüklü bir miktar para mı? Yoksa manevi anlamı olan bir şey mi? Belki de hazine sadece onun bu yolculukta edindiği deneyimler... Bu soruların cevabını henüz bilmesem de beni merak içinde bırakması çok hoş. İşten vakit buldukça okuyacağım bakalım nasılmış. :)
"Tanrı, herkesin izlemesi gereken yolu yeryüzüne çizmiştir, yazmıştır. Senin yapman gereken senin için yazdıklarını okumak yalnızca."
"Hayatımızın belli bir anında, yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer"
...ve kitabın arkasından bir not:
Simyacıyı okumak, herkes daha uykudayken şafak vakti uyanıp güneşin doğuşunu izlemeye benziyor.
Kitabı bitirince yorumumu devam ettireceğim, takipte kalın...
- Ebrar
Merhabalar, simyacıyı bitirdim ve buradayım :) Şimdiye kadar okuduğum bütün kitaplardan çok farklıydı ve çok şey öğrendim; verdiği mesaj çok güzeldi ne olursa olsun asla pes etmemek ve başarısızlıktan korkmamak aslında hayatın sırrı. Okurken sanki Marlo Morgan'ın 'bir çift yürek' adlı kitabını okuyormuşum gibi hissettim. Onun dışında eğer simyacıyı sevip Serdar Özkan'ın 'kayıp gül' ünü okumadıysanız vakit kaybetmeden onu okuyun derim. Bol kitaplı günler :)
YanıtlaSil"Ve Aşk'tı bunun adı, insanlardan da çölden de daha eskiydi, tıpkı kuyunun yanında bu iki bakışın buluşması benzeri, iki bakışın buluştuğu her yerde, her zaman aynı güçle ortaya çıkardı...
...Ve bu iki insan karşılaşınca ve gözleri buluşunca, bütün geçmiş ve bütün gelecek artık tüm önemini yitirir, yalnızca o an, gök kubbe altında her şeyin aynı El tarafından yazıldığı gerçekliği vardır, bu inanılmaz gerçek vardır..."
İki kitabı da okumadım ama Simyacı çok ilgimi çekti. :)
YanıtlaSilTavsiye ederim simyacı güzeldi. Küçük prens tarzında :)
Sil